/ /

Yeni yayın dönemi muhtemelen olacaklar

29 Ağustos 2013

Necef Uğurlu

Kayda Geçsin!

 

Yeni yayın dönemine girerken 50 diziyle ekranlar açılıyormuş .
Muhtemelen bu yıl da;
Birileri seti ona buna kızıp terk edecek sonra geri dönecek ,
Beren,Tuba, Bergüzar bölüm başına yüzmilyonbin kere zam alacaklar
Dizi setlerinde aşklar başlayacak Nişantaşı’nda veya Bebek’te yakalanılacak .
Bu aşkların dizi icabı mı gerçek mi olduğunu ancak dizi bittikten sonra anlayabileceğiz.
Buraya yazalım kayda geçsin.

 

 

Dizi dünyası birbirine aşık olup duracak , birleşecek , ayrılacak.
Bir hukukçu kadına aşık bir erkek oyuncu olması zor , ya da idealist bir hekime aşık kadın oyuncu , olmayacak.
Şöyle tanınmamış , dizi dünyasının dışından bir doktor, ya da mimar veya sıradan bir banka memuruna aşık olmayacak bu kızlar.
Can Ateş ise bu yıl hangi ünlü ile birlikte olacak bilemiyorum henüz kadrolar netleşmedi , yeni Hürrem’e aşık olursa gerçekten bomba sürpriz olur.

 

Bu arada son bölümde Hürrem’le birlikte Kanuni’de değişseydi veya yaşlansaydı Vahide Hanıma bu kadar yersiz yüklenmeler olmazdı ,

Dizi konuları ve kadroları birbirine benzer olduğundan gene ‘ yahu ben bu bölümü dün seyretmemiş miydim ‘ hissine kapılacaksınız ama olsun yeni konu bulmak zor , uzun iş yeni bir mevzuya adapte olmak iyisimi siz elindekilerle yetinin.

 

 

Bu sene de dizilerde bazı filmlerden apartma konular olacaktır , yoksa Amerikan sinemasına ayıp olur .
Amerikan dizi ve sinema sektörü taklitlerimiz sayesinde aslını yaşatıyorlar, evet bizim apartma diziler Amerikan sinemasını ayakta tutuyor.

 

Televizyon programlarına gelince muhtemelen bu yılda Mehmet Barlas program yapacak ama karşısındaki farklı biri olacak , Mehmet Bey’le program yapanlar onun karşısında program ortağı değil misafir olduklarını anlayana kadar gitmiş oluyorlar.
Şahsen izlerken içim cızz ediyor , hissediyorum gidici olduklarını benimkisi budalaca bir acıma duygusu , halbuki karşısındakiler öyle acınası insanlar asla değiller , acınacak halde olan benim bu salaklıkla , elimde değil bu yüzden Mehmet Bey’in müzik programını tercih ediyorum Oğuz Haksever sağlam duruyor kaşlarını çatınca korkarım ama sağlam duruşuda insana güven vermiyor değil.

 

 

Güneri Civaoğlu ‘Şeffaf Oda’yı TV 8 de sunacakmış, TV 8 enteresan bir kanal, sanki bazı medya VİP’leri yayın dışı kalmasınlar diye kurulmuş, bir geçiş kanalı, Okan Bayülgen, Seda, derken Güneri Civaoğlu’da geçerken uğramış oldu. Bir ara Oktay Kaynarca , Yavuz Bingöl ve Zara’da vardı galiba . Kendi yarattığı özgün işleri tutmuyor kaçırıyor , ilginç bir yayıncılık anlayışı, halbuki marifet kendi başardığı yeniliği tutmaktır galiba geçen yılın sabah fırtınası Sacit Aslan’ın programında kaldırılmış, şaşırmadım tutmuştu demek gidecektir.

 

 

Tartışma Programlarında ise muhtemelen aynı kanaat önderlerini izleyeceğiz, tıpkı dizi kadroları gibi ,onlarda kimler belli.
Kimin aşağı yukarı ne laf edeceği belli olduğu için izleyici açısından aynı insanlardan aynı sözleri duymak sıkıntılı olsa da televizyon yönetimleri açısından güvenli insanlar ne diyecekleri belli.

 

 

Geçtiğimiz yayın yılında bir siyasi parti ile bir sosyal hareketi birbirine sokmaya beceren medyamız , bir futbol kulübü ile bir siyasi partiyi ve bir sosyal hareketle de futbol kulübünü de birbirine sokmayı başarmıştı. Bu yıl bizi ne sürprizler bekliyor bilmiyoruz.

 

 

Medyamız eğer bir dizi kadrosuyla futbol kulüplerimizden birini karşı karşıya getirirse bu da gerçekten yılın hiti olur, illüzyonla gerçeği karşı karşıya getirecek marifette kadrolar görüyorum medyamızda.

 

 

Merkez sağ düşünce medyada çoğunluğu eline geçirince kaçınılmaz olarak ortak medya kadroları oluştu , hal böyle olunca yani bir siyasi hareketle bir sosyal hareketin medya ekipleri birbirlerinin kanallarında program yapmaya başlayınca çıkan tartışmalar en çok bu çok kanallı programcıları tedirgin ediyor , hemen ya siyasi partinin ya da hareketin sözcülüğüne soyunup ortalama bulmaya çalışıyorlar , her iki taraf bazıları için ekmek kapısı anlaşılır bir durum , birinin gazetesinde yazıyor , öbürünün televizyon kanalında program yapıyor lakin geçenlerde bir tanesi hareketin ve partinin ortak hedefleri olduğunu söyleyerek iki tarafa hadi öpüşün barışın yaptı insanların içine su serpeyim derken işi iyice karıştırdı , sosyal bir hareketle bir siyasi partinin ortak hedefi ne olabilir sorusu ister istemez akla geliyor, bunu açıklamayıp sırıtınca da iyilik güzellik en son akla gelen cevap oluyor !

 

Haydaaa durup dururken sosyal bir hareketi siyasi partiyle eklemleyiverdi.

 

Hiç bir şeyden çekmedi nasırdan çektiği kadar hesabı , kendi medyaları siyasi partilerin, sosyal hareketlerin çok çektiren nasırları gibi .

 

Partilerin sözcüleri sınırlı sayıda ama hareketin belkide kendiliğinden ya da gönüllü sözcüsü o kadar çok ki buna bir çare bulsalar iyi olacak .

 

Yeni yayın döneminde;
Fatih Terim büyük ihtimalle kaydı hayat şartıyla milli takım antrenörü ilan edilecek
bence Ünal Beyin iznine de artık gerek yok kendi istemesi yeter,
Binlerce yeni projelerin ilk etapları bitecek reklamlarda izleyeceğiz.

 

Dizi mevzularında geçen yıl kadın intikam aldıysa bu yıl erkekte intikam alacak .

 

 

Egemen Bağış gene her gün bir tv kanalına çıkıp uzun uzun konuşup beylik sözlerin efendisi ünvanını koruyacak ve düzenli bir şekilde Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alacak ama Kılıçdaroğlu ona gene cevap vermeyecek , hiç vermedi .
Sayın kılıçdaroğlu’nun Egemen Bağışa bu suskunluğu sanki , ‘Benimle dalaşmak istiyorsan , ol genel başkanı partinin düşünürüz ‘ der gibi.

 

Seçimler olacak, sonrası kim seçilirse Barlas bütün şirinliğiyle yanağından gene makas alacak.

 

Ülkemiz medya yoluyla yepyeni olaylara gebe !

Bu yazdıklarım sanmayın bir nefretin hikayesi, sözlerimde belki biraz sitem, öfke, bıkkınlık var ,medyamızla , çok isterdim , ama övünmüyorum , fakat asla hiç birinden nefret etmiyorum.

Üzülüyorum hepsi bu.


Yorumlar(0)