Yedikule adı eski surların güney köşesinde yer alan yedi kaleden geliyor. Bu surlar UNESCO dünya mirası. Altı metre çapında eski bir taş çeşme üzerinden küçük kanallardan oluşmuş ağa su akıyor ve bu su tüm araziyi besliyor. İşte bu suların beslediği Yedikule bostanları dünyanın birkaç kentsel tarım alanlarından biri. Böyle bir kentsel ekoloji Paris, Roma gibi dünyanın en önde gelen şehirlerinde bile yok.

Buna karşı rekreasyon projesiyle Yedikule’yi tematik park olarak yeniden düzenleyen İBB’ye tepki büyük. Yıllardır geçimini bostandan elde eden köylüler,  kültür mirasını korumaya çalışan tarihçiler ve arkeologlar, bostandan meyvesini, sebzesini temin etmiş mahalleliler tepkilerine kayıtsız kalarak moloz döken hükümet politikasından şikayetçi. Park yapılmasına karşı değiller. Çevrenin yeniden düzenlenmesinde herkes hemfikir. Ancak tarihe ve kültüre saygıyla yaklaşarak, sahip çıkarak projenin hayata geçirilmesini talep ediyorlar.

BOSTAN YERİNE PARK

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Fatih Belediyesi ortaklığında yürütülen “Yedikule-Belgrad Kapı Arasında Kara Surları İç Koruma Rekreasyon Projesi” 85 dönümlük arazinin parka dönüştürülmesini öngörüyor.

60 DÖNÜMÜN 27 DÖNÜMÜ GİTTİ

Sur içinde 2013 itibariyle ekilebilir bostan arazisi yaklaşık 60 dönüm olduğu biliniyor. Belediyenin yaptığı çalışmalar neticesinde 27 dönüm bostan arazisine moloz dökümü yapılarak, park çalışmasına başlandı. Geçimini bostanlardan sağlayan birçok aile var.  Bu aileler araziden senelik olarak yaklaşık 40 ton sebze  üretiyorlar.

ÜRÜNLER SEMT PAZARLARINDA SATILIYOR

Bunların çoğu Kocamustafa Paşa, Fatih, Zeytinburnu, Esenler gibi semt pazarlarına satılıyor, bir kısmı da Kumkapı’daki hale gönderiyor. Bunların yanı sıra yöre halkı bostanlardan düzenli olarak faydalanıyor.

Bu proje nedeniyle Bizans döneminden günümüze ulaşmış ve muhtemelen dünyanın en eski şehir içi tarımsal arazisi yok edilmekte. Bu tarımsal arazinin yok edilmesi demek İstanbul’un hem kültürel hem de tabi’ mirasınin yok edilmesi demek.