Vegan sorular, vegan cevaplar
2 Eylül 2013
Bir vegan olarak sürekli karşılaştığım sorular var, ‘İnsan neden vegan olur?’ , ‘Veganlık mı? O ne? ‘ gibi… Düşündüm ki sorulara toptan cevap vermek en iyisi… O yüzden kendim sordum, kendim cevapladım.
Hadi canım! Vegan mısın? Neden?
Evet veganım… Aslında bir çok nedeni var, mesela hayvanlara zarar vermemek için… Sonra vegan olmak doğayı korumak için de önemli bir adım. Dünyadaki açlığı engellemekte de büyük derecede yarımcı olabilecek bir şey. Aslında vegan olmak çok daha sağlıklı. Gerçekten, doğru söylüyorum, daha sağlıklı bir yaşam biçimi…
Peki ne yiyorsun?
Hayvan ürünleri dışında her şeyi yiyorum, sadece etten-sütten oluşmuyor sonuçta yemek yelpazesi. Sebzeler var, baklagiller var, meyveler var, hamur işleri var.. Daha neler var neler…
Vegan olmak zor değil mi?
Evet biraz zor, özellikle dışarıda restoranlarda ve kafelerde biraz dikkat etmek gerekiyor. Ama hani o kadar da zor iş değil… Alışıyorsun yani.
Balık da mı yemiyorsun? Ya yumurta?
E balıkta hayvan değil mi? Yumurta da hayvan ürünü… Yemiyorum tabi niye yiyeyim ki?
Peki ya kalsiyum? Süt, peynir yoğurt olmadan onu nereden alıyorsunuz?
Soya sütü, tofu(soya fasülyesinden yapılan lor/peynir kıvamında besin) koyu yapraklı yeşillikler –mesela brokoli, maydonoz, kara lahana, ayrıca portakalda ve incirde de kalsiyum var, sonra tahin var, hatta ekmekte bile var (Evet, şaşırdınız değil mi, bende şaşırmıştım bunu ilk öğrendiğimde)
Hani et yememeyi anlıyorum et yemek için hayvanı öldürmek lazım, ama süt ürünlerini neden yemiyorsun ki hayvana bir zararı yok sonuçta…
Teknik olarak et dışındaki hayvan ürünlerini yemek; hayvana doğrudan zarar vermeyen bir şey. Ancak günümüz tüketici toplumunda talep o kadar fazla ki bu talebe karşılık verebilmek için hayvanlara çok eziyet ediliyor. Bu eziyette en az hayvanı öldürmek kadar kötü bir şey. Tabağına aldığın peynir, içtiğin süt özgür bir şekilde kırlarda dolaşan, otlayan mutlu ineklerden gelmiyor sonuçta. Fabrika ortamında kötü koşullar altında yaşayan, süt versin diye sürekli yapay döllenme yoluyla hamile bırakılan, daha sonra doğan yavruları ellerinden alınan ineklerden geliyor. Ortada “aa ineğin yavrusu oldu, hadi fazla sütünü biz içelim” diye bir durum yok; “aa hadi ineği hamile bırakıp son damlasına kadar sütünü sömürelim” diye bir durum var. Aynı şekilde mesela tavuk, normalde bir tavuk 5 ayda anca sakin sakin doğal bir şekilde büyüyor. Ama üretim amaçlı büyütülen tavukları öyle bir besliyorlar ki hayvanlar 6 haftada büyümüş oluyor. Sonra bu tavuklardan yumurta topluyorlar. Burada doğal ya da normal bir durum söz konusu değil. Bu sadece hayvanları ne kadar sömürebilir ile ilgili.
Peki siz proteini nereden alıyorsunuz?
Protein dediğin şey her şeyde var, bulunmaz hint kumaşı değil ya bu. Yediğimiz her şeyden alıyoruz işte baklagillerden, bulgurdan, meyveden, sebzeden, ekmekten, fındıktan fıstıktan, ondan bundan her bir şeyde var yahu protein dediğin şey, hiç zor olmuyor bulması, bol bol her yerden alıyor insan.
E ama hayvanlar da hayvanları yiyerek hayatta kalır, insanların hayvan yemesi neden o kadar garip ki?
Şimdi, evet doğada hayvanlar birbirlerini yiyorlar doğru. Ama doğada hayvanlar bir birlerini fabrikalarda çoğaltıp, sonra kesip, paketleyip, pişirip yemiyorlar. Adam gibi avlayıp ihtiyaçları olduğu kadarını, hayatta kalabilmek için yiyorlar. Ayrıca hayvanlar diğer hayvanları avlayıp her şeyini yiyorlar, dersini, iç organlarını, kemiklerini… Onların amacı hayatta kalmak için et yemek. Doğaları böyle. Bizim amacımız tadı güzel diye et yemek, hayvanın orasını burasını ayıklayıp, sadece en güzel yerini yiyoruz biz, yaptığımız biraz şımarıklık yani… Biz istediğimiz takdirde et yemeden de hayatta kalabiliriz, bir seçim şansımız var. Doğadaki hayvanların hayvan yemesiyle bizim hayvan yememiz arasında bir hayatta kalma ve zevkten yeme farkı var.
Issız bir adada kalsan ve et yemek zorunda kalsan ne yaparsın, açlıktan ölür müsün et yememek için?
Issız ada mı kalmış bu devirde her yer insan kaynıyor… Ama ille de cevap vermek gerekirse… Tabi ki iş hayatta kalmakla et yemek arasında bir raddeye gelse etimi yer hayatta kalırım. Tabi eğer hayvanı yakalayıp öldürebilirsem, ama o kadar yetenekli değilim ki.. Ben hayvanı yakalayana kadar hayvan toz olur ortalıktan.
Ama sonuçta bitkiler de canlı onların da duyguları yok mu onları neden yiyorsunuz?
Bildiğim kadarıyla henüz bitkilerin insanlar ve hayvanlar gibi kompleks bir şeyler hissettiğine dair bir kanıt yok. Ama hayvanların insanlar gibi, hatta bazen insanlardan daha çok hissedebildiğine ve acı çektiğini kanıtlayan bilimsel çalışmalar var. Mesela köpeğiniz veya kediniz varsa bilirsiniz, nasıl onlar da kendilerine has bir şekilde mutluluk, yalnızlık, heyecan yada kıskançlık hissedebiliyorlarsa, bazı çalışmalara göre durum inekler yada ne bileyim koyunlar için de pek farklı değil…
Editör: Çiğdem Ataman
İllustrasyon: Duygu Serin