UNESCO’nun 2016-2017 sezonunu “Ahmet Yesevi ve Fuad Köprülü Yılı” ilan etmesinin ardından Türk Tarih Kurumunca “Türk tarihçiliğine yön verenler” projesi kapsamında Köprülü’yü anma etkinlikleri düzenlenecek.

UNESCO’nun 2016-2017 sezonunu “Ahmet Yesevi ve Fuad Köprülü Yılı” ilan etmesinin ardından, Türk Tarih Kurumu tarihçi, Türkolog, siyasetçi ve edebiyat araştırmacısı kimliği ile tanınan Köprülü’nün bir dizi etkinlikle anılması için hazırlıklara başladı.

TTK Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Köprülü’nün bilim ve siyaset adamlığı ile Türk tarihindeki yerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

“UNESCO’nun 2016 yılını Fuad Köprülü ile birlikte ölümünün 850’nci yılı olması dolayısıyla Ahmet Yesevi yılı ilan etmesinin, iki değerin hatırlanması ve anılması bakımından önemli olduğunu” dile getiren Turan, Türk kültür ve sosyal tarihinde öncülerden olan Yesevi’yi modern Türk tarihçiliğine tanıtan ismin, “İlk mutasavvıflar” adlı eseri ile Köprülü olduğunu vurguladı.

Köprülü’nün, cumhuriyet dönemi Türk tarihçiliği ve araştırmaları açısından önemli bir şahsiyet olarak tanınmasının yanı sıra tarih öğrencilerine ilk öğretilen kimliklerden olduğunu anlatan Turan, Köprülü’ye duyulan saygı ve hürmetin, bilim adamı kimliğiyle sosyal bilimlerde çok büyük bir deha olmasından kaynaklandığını söyledi.

Turan, “Köprülü, çok erken yaşta önemli kabiliyetlere ve ciddi bilgi birikimine sahipti. Yazdığı ilk eseri ‘Türk edebiyatında ilk mutasavvıflar’ı 28 yaşında tamamlamıştır. Bu olağanüstü bir şey ve onun fevkaladeliğini ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.

“Tarih kadar edebiyatta da öncü”

Köprülü’nün araştırmacılık hayatına 18 yaşında başladığına dikkati çeken Turan, bunun dönemin koşullarına bakıldığında olağan dışı olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Turan, Köprülü’nün sadece tarihçi değil, aynı zamanda önemli bir edebiyatçı, sosyolog, hukukçu ve iktisatçı da olduğunu belirterek, bu özelliklerin Köprülü’yü diğer ilim adamlarından ayırdığını vurguladı.

Köprülü’nün “Türk halk edebiyatında saz şairleri” konulu bir çalışması da bulunduğuna işaret eden Turan, “Ben bu özelliği, başka bir Türk tarihçisinde görmedim” ifadesini kullandı.

“Köprülü, ismine hiç kimse toz konduramamıştır” değerlendirmesini yapan Turan, bu bilim adamının, Türk halk edebiyatındaki çalışmalarının yanı sıra “Hukuk Mecmuası”nı çıkartarak önemli bir çalışmaya da imza attığını aktardı.

“Batı’nın tezlerini yurt dışında çürüttü”

Köprülü’nün, bin 500’ün üzerinde önemli eser bıraktığını aktaran Turan, tarihçiler kadar edebiyatçıların da bu bilim adamını cumhuriyet tarihi içinde öncü kabul ettiğini söyledi.

Köprülü’yü dönemi içinde ön plana çıkaran özelliğin, kendini yurt dışında kabul ettirmiş olmasından kaynaklandığını anlatan Turan, “Köprülü, Batı’nın Türk tarihine yönelik tezlerini, yurt dışında verdiği konferanslarla çürüten ilk tarihçi olması bakımından önemli. Savunduğu tezleri Türkiye’de değil, yurt dışında yapmış olması o dönem için büyük başarıdır” dedi.

Genç yaşta “ordinaryüs” unvanı alan Köprülü’nün, Anadolu’da bilim adamlığından ziyade siyaset adamlığı ile bilindiğini vurgulayan Turan, Köprülü’nün Cumhuriyet Halk Partisinde başlayan siyaset yaşamının, Demokrat Parti ile devam ettiğini anımsattı.

“Türk tarihçiliğine yön verenler” çalışmasında Köprülü anılacak

“Türk Tarih Kurumu gelecek yıl içinde ‘Türk Tarihçiliğine Yön Verenler’ ismiyle bir çalışma yapmayı planlıyor. Fuat Köprülü anısına bir dizi etkinlik yapacağız” ifadesini kullanan Turan, çalışma ile kitap yayınlayacaklarını, sempozyum ve konferans düzenleyeceklerini ve akademik faaliyetlerde bulunacaklarını bildirdi.

Prof. Dr. Turan, “Tarihçileri, çalışmalarına, eserlerine, kamuoyunda gördükleri kabule göre geniş bir yelpazede ele yapacağız. Proje kapsamında, Türk Tarih Kurumunun kurucularından Ordinaryüs Profesör Mükrimin Halil Yinanç, tarihçi Türkolog Zeki Velidi Togan gibi isimleri derinlemesine işleyeceğiz. Yaşayan önemli tarihçilere de yer vereceğiz” bilgisini aktardı.

UNESCO Türk Milli Komisyonu tarafından sunulan ve örgütün İdari İşler, Bütçe, İnsan Kaynakları ve Dış İlişkiler Komisyonunda kabul edilen öneri ile Ahmet Yesevi ölümünün 850’nci, Fuad Köprülü ise 50’nci yılında dünya çapında anılacak.