/ /

Medyada argo ve ünlü terörü

29 Kasım 2013

Necef Uğurlu

KAYDA GEÇSİN!
İçiçe geçmiş iki noktayı ‘argo’ ve ‘Ünlüler Terörü’ nü kayda geçirelim.
Argo kullanımı incelik ve zeka ister, kullanan kişi, yer ve bağlam açısından herkese yakışmaz.
Tıpkı ‘Ağız ishali’ lafının  başmüzakereciye hiç yakışmadığı gibi , saniyen doğru anlamda kullanmamış .
İktidar espri ve argo kullanımında çok zayıf kalıyor hele gençlere laf yetiştirmekte yaya kalıyorlar.  Muhafazakarlar ya, belki terbiyeleri müsait değil !
Tavsiyem vakit kaybetmeden Rahmetli şair, yazar Hulki Aktunç’ un ‘Büyük Argo Sözlüğü’ nü  almaları ve argo sözcüklerin anlamlarını çalışmadan kullanmamaları.
Yandaş televizyon gazetecilerinin  ekranlarda  karşılarındakileri sarakaya alması, onları  küçümseyip değersizleştiren  espri karışık yorum çabaları  çok kaba kalıyor  .

İktidarın bunca imkan, televizyon  programı , yandaşı var ama ayın esprisi Eskişehir’den Sayın Büyükerşen’ den geldi. Benim icraatlarımı anlatmışlar, bir an beni aday gösterecekler sandım deyiverdi, ee bu sıkı bir espri , bir cümle karşı tarafı  acayip ‘madara’ etti ve siyasi mizah tarihinde yerini aldı.

 

İşte bu yüzden mizahtan korkuluyor ve ekranlar bayat espriden geçilmiyor.
Mamafih  mizahta zafiyet  Cem Yılmaz’ ı da  da vurdu ,  son reklam filmi tahammül  fersah yüzümüzü güldürmedi bu sefer Cem’ imiz , Allahtan reklamı yaptığı firmalar  Cem’ in reklamlarında  daima ikinci , üçüncü  planda olduğundan  banka fazla zarar görmüyor olmalı .
Ünlülere, ünlülerin ‘güvenilir’ liğine teslim olmuş reklamlarda böyle bir risk var herhalde.
Şu sıralar en sıkı komedi tartışma programlarının jenerikleri, fikir insanlarının jeneriklerde ‘artistlik’  yapmaları hakikaten  yepyeni bir mizah alanı açtı.
Artı 1 kanalı kanallar arasında  bu bakımdan  Acun’a rekabet edecek düzeyde jenerikleriyle ciddi bir eğlence kanalı alternatifi oldu .
Birincilik şüphesiz Kasparov-Fisher konseptinde  Mehmet Özkan ve Avni Özgürel’in yıldızlaştığı  ‘Fikirler Çarpışıyor’  programı jeneriği.
Özgürel ve Tezkan bayağı iyi oyunculuk çıkarıyorlar, fakat jenerikte gazeteciler bu kadar güzel  ‘artistlik’ yapınca programın içeriği yara alıyor ,  ciddi meseleler üzerinde fikir beyan ederlerken bunlar gene rol kesiyor olmasınlar diye insan şüphe ediyor.
İkinci jenerik çok komik çünkü özellikle Gülay Göktürk, Shakespeare’ in  kötü oyuncuları tarif ettiği ünlü tiradına örnek gibi , Özdağ hiç fena değil, Sağlar ise bunca yıl bir oyuncuyla yaşamış olmanın avantajını maalesef kullanamamış , benden beter ama her zamanki gibi şirin.
Ekranda ‘artistlik’ yapma sevdasının altında elbette ününe ün katmak var.
Anahtar kelime ‘Ünlü’ olmak, kayda geçirelim.
Genelde dünya medyasında da  ‘Ünlüler Terörü’ yaşanıyor.
Geçenlerde izledim, BBC’de Elton John ‘ünlü terör’ ünden şikayet ediyordu.
Ekranların  , sadece  magazin programları  değil hemen her tür programlarında   ‘ünlü terör’ ünü görebiliriz.

Lakin bu epidemic  durum bizim televizyonlarımızda  bütün kategorilerdeki  programlara, hatta reklamlara da  sıçramış vaziyette .

 ‘Şöhret’  ve ‘güvenilirlik ’ anketlerde nasıl bir araya geliyorsa, ki halk nezdinde   güvenilir oldukları  gerçek değil bahanedir,  bahane dediğin ise kıç gibidir herkeste bir tane bulunur.
Öyle ünlüler var ki , yahu bu ne iş yapıyordu diye sorduğunuzda  net bir yanıt yok, şarkı desen detone, oyuncu desen ellerini, kollarını koyacak yer sıkıntısı varmış gibi duruyorlar,  tarihi diziler imdada yetişti de   kollarını  önden ya da arkadan bağlıyorlar veya  dizlerine koyup mum gibi durup  işi idare ediyorlar.
Yaşam koçu, perhiz danışmanı , oyuncu olmayanlara oyuncu koçu olmak filan gibi işlerin bile , hatta siyasetin  ünlüleri var.
Bir avuç ünlü yelyepelek yelken kürek o kanaldan bu kanala resmen ‘ünlü terörü’ estiriyorlar  .
Lakin bu ‘ünlü terörü’nün kahramanları az gelmeye ve can sıkmaya başladı , bu nedenle  acil yeni ünlü teröristlere ihtiyaç olduğundan yarışmalar yeni şöhretler  çıkartma telaşında, ancak eskiler yerlerini bırakmaya pek de hevesli değiller , şimdilik jüri olup durumu idare ediyorlar!
Ekranlarda yaşanan  ‘Ünlü terörü’ nün  sanat, sanatkarlarla alakası yoktur.
Sanatkarların suskunluklarının nedeni budur  diye düşünüyorum.
Onları,  bu kaosun korkakları diye yaftalamak linç olur.
Ekranlara  baktıkça , özellikle sabah dedikodu programlarına  içimden  ‘akıllısı beni bulmaz delisi kıçımdan ayrılmaz ‘ demek geliyor , ne bombalar patlatıyorlar .
Ana malzemeleri çoğu kez ‘Ünlü’ ler.
Kendisine verilen ünlü olma rolü dışında sanatçı olmakla, sanatla filan alakası olmayan ünlüler ekranlarda silahsız bir terör estiriyorlar.
İlginçtir  bir türlü ‘sanatçı’ olmaktan da  vazgeçemiyorlar.
Maaşallah para kazanıyorsunuz, gündemdesiniz seçimizi yapmışsınız bari sanatın yakasından düşün bırakın onları hak edenlere , yok bir arsızlar ki sormayın hepsini istiyorlar.
Sıkıntı bu arsızlıkta…
Halbuki maaşallah sanat olmadan elde ettikleri büyük bir başarı.
Malumunuzdur ,  ülkemizde başarının sırrı rekabetsiz ortamda at koşturmaktır.
Bundan elbette sanat dünyasıda payını almaktadır, sanatında başarılı olmayan çok ünlümüz var.
Sanat’ı seçmişlerin işi zor.
Bilhassa genç sanatçı adaylarının bu  noktada seçmeleri  gerekiyor , köpeksiz köyde değneksiz dolaşanlardan mı olmak istiyorlar  yoksa  hakikatin peşinde gidip gerçekten sanatkar mı  olacaklar ?
Birinde para, şöhret, gamsız hayat var, diğerinde acı, parasızlık var , haksızlık, duyarsızlıklara direnebilme gücü lazım , sanata bedel ödeten bir düzen var.
Köpeksiz köy rahattır  eğer bu yolu tercih ederseniz hemen peşinden  ikinci atasözümüz hizmetinize girer delikli boncuk olursunuz yerde kalmazsınız ( kendisine mani olacak, karşı çıkacak bir kimse olmadığından istediği gibi davranmak) ama asla  düşünmeyecek , hiç bir meseleye sanat ve memleket meseleleri dahil kafa yormayacaksınız , arada ‘gezi’ de dolaşabilirsiniz ,  Şafak gibi abartırsanız da önemi yok, el öpersiniz geçer . Tıpkı ‘uf olmuş, öpeyim geçsin’ gibi…
Aksi takdirde sanatçı olup bir sanatçı gibi davranmaya kalkarsanız en kestirmesinden işsiz kalırsınız.
Mamafih  işsiz olmanın iyi yanlar :
Durup dururken kovulma tehliken yok ,
Sansür , yasak gibi fasarya işlerle  uğraşmıyorsun…
Suçluluk hissi sıfır , ‘ benim işim var şu benden iyi ama işsiz ayıp oluyor ‘ diye vicdan azabı çekmiyorsun…
Kafanı dinliyorsun, senden iş çıkar umudu taşıyanların  sahte dostlukları yok
Nazar yok…
İşsizlik rahat  bir iş,  parasızlık yanı olmasa….
Canın ne isterse onu yazabiliyorsun ,  abuk sabuk rekabetin içinde değilsin .
Lakin dayanabilmek için katlanmak gerek.
İşsizlik zenginlerin lüksüdür dünya malına tok sanatkarların değil .
Sanatçılar ve  zengin  ‘Ünlüler  Terör’ ünü kayda geçiriyoruz.
Bir daha ki yazımda medya dünyasındaki   ‘kod adlarını’ yazmayı planlıyorum.
Dinleniyorlar  mı bilmiyorum, ama kod adları ve lakaplarını pek çok medya mensubu gibi biliyorum. Düşüneceğim , belki yazacağım.
Sevgiyle…
[email protected]

 


Yorumlar(0)