Kendinden geçme hikayesi…
13 Aralık 2013
İkea’ ya girip de kendini kaybetmeyen insana inanamıyorum, cidden tanışmak istiyorum. Hani, buraya gelip de sadece alacağını alıp çıkan insan türü bu.
Yakın arkadaşlarım evlendiği için, yeni evlerine eşya almaya son zamanlarda sık sık gittiğimiz yer İkea.
Onlar sayesinde biz de ev düzme durumundan fazlasıyla nasibimizi aldık. Öyle ki Kadıköy’den yola çıkarken, trafikte kendimize ritüel uğraşlar bile edindik.
İkea’nın girişinde (Ümraniye) bulunan bir yan yol var, bunu genellikle kaçırıyoruz, bu sebeple herkes dikkat kesiliyor girişi kaçırmamak için.
İkea’ya giderken yapılmaması gereken şeyler var; mesela:
Yemek yemiyoruz. Mutlaka gidince yiyeceğiz. (tatlı merasimi bir ritüel şu anda)
Aile kartımız yanımızda mı kontrol ediyoruz. (biz 1-2 defa unuttuğumuzdan tekrar çıkarmak zorunda kaldık)
Biz biraz abartarak gitmek zorunda kaldığımızdan evde ne eksik diye de bakmıyoruz. Gidelim, haftaya tekrar gitmemiz gerekecek mantığındayız.
Eşyaların hikayeleri ve nostaljilerine inanan bir insan olarak, kullanılmış eşyalara olan bir tutkunluğum var (eski dikiş makinaları, daktilolar, koltuklarım bile vintage). Fakat bazı şeyler var ki alanı kullanırken sizin işinize yarayıp hayatınızı kolaylaştırıyor.
Bir de evde saçma sapan şeyleri birleştirerek yeni bir kullanım objesi oluşturmayı seviyorum (mutfak tezgahından masa yapmak ya da askılık olarak çengeller kullanmak). Hem bana özgü oluyor, hem de kullanımımı kolaylaştırıyor.
Bu çengellere tutturabileceğiniz o kadar çok şey var ki… Hatta bu çengelleri Tiyatro’da sahne dekorumuzu asmak için bile kullanıyoruz. Alınan malzemelerin çok farklı şekillerde kullanımları olabilir, yeter ki aldığınız şeyi işlevsel bir hale getirebilin.
Son zamanlarda, bu ev düzme durumumuzdan, sık sık gidince bir şeyi daha kafamızda netleştirdik. Arkadaşlarım farklı mağaza ve mobilyacılardan bir çok ürün bakmalarına rağmen, baktıkları ürünler ya zevklerine uymadı ya da istedikleri fiyatlara bulmadılar. Onlar da istedikleri tasarımları belirleyip farklı malzemeler için İkea’ya geldiler.
Bu süreçte farklı sosyo-ekonomik grupların tercih ettiği bir yer olduğunu da anladık.