Kalbe boğulduk!
14 Şubat 2014
Yine bir sevgililer günü ve yine bir kalpli eşyalar silsilesiyle karşı karşıyayız. Oyuncakçılar, hediyelik eşya satan dükkanlar ve dahi marketler bile 3. Dünya Savaşı çıkar da en ihtiyacımız olan şeylerin başında battaniye, ilaç, yemek ve sudan önce kalpli eşya gelecekmişçesine çoktan hazırlandılar. Sloganları elbette “O’na küçük sürprizler yapın”
– Kalpli duvar saati: Aşkımız ölümsüz mü demeye çalışıyorsunuz, napıyorsunuz? Biraz estetik, biraz görsellik rica ediyoruz. Biraz da koltuklarla perdelere uysun şu saat…
Kalpli tava: Yemeğe sevgi katma olayını siz çok yanlış anlamışsınız abiler, ablalar. İçinizden gelecek o sevgi, tavadan değil!
Kalpli ayı: İsviçreli bilim adamlarını bilimden soğutan, hala çözüme kavuşmayan ve ne yazık ki hiçbir zaman kavuşamayacak olan kalpli ayılar, ayılarımız… “Kalp verdik ayıya…” diye başlayan cümlenin devamını getirmek istemiyoruz, siz anladınız. Anladınız mı?
Kalpli mum: “Aşkından eridim, bittim” demenin somutlaştırıp hali bunlar. Aman kokusuz olmamasına dikkat edin. Mazallah aşkınız kötü kokar erirken falan, olmaz yere kınama yersiniz.
Kalpli Yastık: “Uykuda bile sevmek nasıl olur “ diye düşünmüşler ve bu yastıkları yapmışlar. Çoğul kullandık ama inşallah tek kişinin başının altından çıkmıştır. Hayır yani bir kişiyi öldürme planı başka, toplu katliam düzenlemek başka.
Kalpli kaşar peyniri : Kalpli kaşar fikri kimden çıktıysa kendisine bir sıkımlık diş macunu ödülü veriyoruz. Kaşardan oluşan bir hediyeye nasıl bir mânâ verdiniz, hangi mantığın içine sığdırdınız? “En sevdiğim yiyecek tost, tost kaşarsız olmaz, bu dünya da sevgilimsiz olmaz, öyleyse sevgilim tosttur” şeklinde bir mantığa mı ulaşmaya çalıştınız? Yok, olmamış canım hiç olmamış bu, sen en iyisi bu mantıksal dizilimi baştan yap! ‘Biber acıdır, hayat da acıdır, öyleyse hayat biberdir’ desek bile inan daha mantıklı!
Kalpli kaşarlı pizza: Bu da bir çeşit “yemeğe sevgimi kattım” deme şeklidir. Nasıl bir şekilse artık, yıllardır çıkılamadı içinden. Varsa şekliniz, yemekten sonra bulaşığa da bekleriz.
Kalpli nevresim: Tasarlayan grafiker o günlerde sevgilisinden ayrılmış, aşk acısı çekiyor olmalı ki bunu yapmış olsun. Ayrı kaldığı günlerde bunlara sarılıp uyumuş ki acısı dinsin. Ondan görüp diğerleri de aynısını yapıyor şimdi. Delinin biri kuyuya taş atmış yani, başka bir açıklaması yok bunun.
Kalpli balon: Bir mesaj gelir “Aşkım cama çıkar mısın?” diye, bir çıkarsınız ki rengarenk bir güzellik. Tamam güzel de niye kalp şeklinde bu balonlar? Zaten sevgililer günü için yapmışsın o belli, kalbini niye gözümüze gözümüze sokuyorsun arkadaş?
Kalpli şemsiye: Tabii mevsim kış, aşkınızdan içiniz yanıyor, dışarıda da yağmur. Ay ne romantik! Yağmurdan ıslanmak sadece filmlerde romatiktir arkadaşlar! İki sevgilinin şu şemsiye altına sığabilmesi için 40’ar kiloluk insanlar olması gerek… Birlikte de yürürsünüz bunu alıp, sonra kavga çıkar ‘Azıcık da bana doğru tut şu şemsiyeyi’ diye, yollar ayrılırken bir bakmışsınız ki şemsiye elde kalmış. Açsan açılmaz. Al güle güle kullan artık kalpli şemsiyeni!
Kalpli iç çamaşırı: Bu danteli ören kör oldu diyoruz, başka da yorum yapmıyoruz. Kalbiniz çamaşırınızda olmayıversin.
Kalpli havlu: Özene bezene hazırlanır, el emeği göz nurudur. İnce iştir vesselam. Fakat elinin yüzünün kirini bu kalbe mi süreceksin? Bir düşün…