/ /

İSTANBUL’UN GEZGİN BOĞASI

10 Temmuz 2013

Editör

Fransızlar yaptırdı, Almanlar ellerinden aldı. Geçen yüzyılın başında Osmanlı’ya hediye edildi, dibine hint keneviri ekildi, üzerine boya atıldı. İstanbul’un dört bir tarafını gezdi. Fakat macerası bitmedi: Yıldız Sarayı’nın bahçesinden Lütfi Kırdar Spor Salonu’nun önüne türlü yerlerde gezen boğanın son adresi Kadıköy Altıyol’du.

6

Altıyol’du diyoruz, çünkü talihsiz heykel bir kez daha taşınma tehlikesi ile karşı karşıya. Heykelin sahibi olan Milli Saraylar, Kadıköy Belediyesi’ne bir yazı göndererek boğanın, “Böğüren Boğa” adlı bir eşinin daha bulunduğu Beylerbeyi Sarayı Bahçesi’ne taşınmak istendiğini bildirdi. Kadıköy Belediyesi ise heykelin ilçenin simgesi olduğunu belirtti. Sarayın bahçesindeki diğer eşinin Altıyol’a getirilmesinin daha uygun olduğu bildirildi.

 

BİR GARİP BOĞA

İstanbul’un öyküsü en garip olan hayvan heykeli Kadıköy’dedir. Bu heykelde kızgın bir boğa göze çarpar. Zavallı hayvanı böylesine öfkelendiren ne olabilir; yağmurlu havalarda yanından geçen ve bir matadorun elindeki pelerine benzettiği kırmızı renkli şemsiyeler mi, yoksa “Bu boğa heykelinin burada ne işi var?” diye düşünmeyen insanlar mı?

 

1800’lü yıllarda Fransa ve Almanya arasında paylaşılamayan Alsas Loren Bölge’sidir yapılma nedeni. Bu küçük ama önemli bölge yıllar boyunca Fransız ve Almanlar arasında sürekli el değiştirir. 1860’larda bu bölgede Fransızların Almanları yendiği savaşı simgelemek için Paris’te yaptırılır. Heykeltıraş Isidore Bonheure’ün eseridir. Kızgınlığı ve iriliğiyle Fransızların gücünü simgeler. Ancak çok sürmez, 1870 Sedan Muharebesi’yle Alman General Bismarck tarafından Alsas Loren yeniden alınır. ‘Fransızların gücü’ de Almanya’ya gider.

 

OSMANLI’YA HEDİYE

Almanya’daki istirahatı de çok sürmez. Alman kralı II. Wilheim’in İstanbul’u ziyareti sırasında II. Abdülhamit’e armağan olarak getirilen boğa heykeli Yıldız Sarayı’nın bahçesine konulur ilk önce sonra da, 1917’de İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne, İttihat ve Terakki Cemiyeti de sarayın bahçesinden bahtsız boğayı Enver Paşa’ya hediye eder… Heykel Enver Paşa’nın sarayının bahçesine konulur. I. Dünya Savaşı sonunda Enver Paşa yurtdışına gider ve heykel o sarayın bahçesinde unutulur…

 

5
Fazla değil, 50 yıl kadar sonra Hilton Oteli’nin bahçesine taşınır. Ardından Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nın önüne, sonra da Taksim Gezi Parkı’na götürülür. 1970’li yılların başlarında, İstanbul’un Anadolu Yakası seyahati başlar. Kadıköy’deki ilk durağı tabii Altıyol olmaz; kaderinde gezmek var sonuçta. Kadıköy Belediyesi önünde kalır 20 yıl kadar. 1990’lı yılların başında da şimdiki yerine taşınır.

 

2

O bu yolculuğunu yaparken, İstanbul giderek kalabalıklaşmakta, yeşil alanlar yok edilmektedir. Tüm bu olup bitenlerin, İstanbul’un nasıl da bir beton tarlasına dönüştüğünün farkındadır boğa heykeli. Sonunda Altıyol’daki, birkaç çiçeğin ekildiği ve bir tutam otun yeşerdiği çemberin içine hapsedilir. Öfkeli duruşuyla da, duyarlı insanların kenti kirleten politikacalara karşı olan tavırlarını ifade etmektedir.

 

 

4
Heykel, son ikametgahında da pek rahat sayılmaz. Çünkü o sadece bir buluşma mekanı değil, zaman zaman protestoların ev sahibidir.

 

İşte bahtsız boğayla ilgili kriz TBMM Milli Saraylar Müzecilik ve Tanıtım Başkanlığı’nın 8 Nisan’da Kadıköy Belediyesi’ne gönderdiği resmi yazıyla başladı. Kadıköy Belediye Başkanlığı’na Müzecilik Tanıtım Başkanı Doç.Dr.Bülent Arı imzasıyla gönderilen yazıda, tarihi heykelin sahibinin Milli Saraylar olduğu, çift olarak imal edilen heykelin eşi “Böğüren Boğa” nın Beylerbeyi Sarayı’nda bulunduğu vurgulandı ve iki heykelin buluşması için Kadıköy Belediyesi’nin heykeli iade etmesi istendi.

 

BAŞKAN BOĞA’YI VERMİYOR

Dövüşen Boğa Heykeli’nin Kadıköy’ün simgesi haline geldiğini kaydeden Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Boğa Heykeli’nin Altıyol’da yaşadığını, Beylerbeyi Saray Bahçesi’ne nakledilmek istenmesinin anlamsız olduğunu ve “Kadıköylüler bu heykeli seviyor. Burada buluşuyor, resim çektiriyor, maç galibiyetlerinde gelip coşkuyu paylaşıyor. Yıllardır heykel burada yaşıyor adeta. Şimdi bunu alıp, bir saray bahçesine koymanın, halktan uzaklaştırmanın anlamı yok. Biz, gelen yazıya olumlu yanıt vermedik, burada kalmasının uygun olduğunu belirttik. Altıyol Heykeli, Kadıköy’ün, Kadıköylülerindir. Kadıköylüler olarak ailemizin bir parçası olarak kabul ediyoruz. Onu vermeye gönlümüz razı değil. Bu karardan vazgeçileceğini umuyoruz. Gelen yazıda heykelin eşi olduğu onunla buluşturulmak istendiği söyleniyor. Eğer eşi ile buluşturmak isteniyorsa, eşini de bize versinler Kadıköy de Altıyol’a koyup buluşturalım. Bu talepten vazgeçileceğini umuyor, bekliyoruz.” diye boğayı kimseye vermeyeceğini söyledi.

 

 

3

Aslına bakarsanız, eğer bahtsız boğa taşınacaksa, bence boğanın yeri hazır zaten: Forum Tauro… Yani Bizans’ta Boğa Meydanı, şimdiki adıyla Bayezid Meydanı. Güzel bir mermer ve süslü taşlarla çevre düzenlemesi yapılır ve burada sergilenebilir. Ne yazık ki, hiçbir tarihi emanete doğru dürüst sahip çıkmadığımız gibi boğamıza da sahip çıkamıyoruz. 150 yıllık geçmişi olan bir heykeli, Boğa Meydanı’nda sergilesek iki uygarlığın buluşma noktası olacak ama bugün Altıyol’da kaderine terk edilmiş duruyor. Hep söylerim; İstanbul’u açık hava müzesi haline getirebilirdik. Ama bilinçsizce, bu çok zengin geçmişi olan şehrimizi her gün biraz daha değiştiriyoruz. İstanbul’u kendine yabancılaştırıyoruz.

 

llüstrasyon: Duygu Serin


Yorumlar(0)