İstanbul’da ikinci el dükkanları bulmak çok  kolay değildir, onları itinayla aramanız ve keşfetmeniz gerekir. Çünkü, insanları ürkütür başkalarının eşyalarını kullanıyor olmak. Bazısı tüyleri diken diken olarak, “Birileri o kıyafeti giymiş, o üstündeyken kim bilir neler yaşamış, şimdi bu nasıl giyilir?” diye sorar kendine, bazısı ise biraz titizlenir “Ben kullanamam başkasının oturduğu koltuğu, kim bilir ne pistir” diye düşünür.

Oysa ikinci el eşyaları bulması, seçmesi ve alması çok keyiflidir. Hem ikinci eşya almanın bir kaç artısı vardır. Öncelikle, ikinci el eşyalar daha ucuz olur, alırken verdiğiniz para içinize oturmaz. Ayrıca, ikinci el eşya alırken farklı ve yeni bir şeyler bulmak sanıldığından daha kolaydır, o yüzden ikinci el “Bıktım artık sürekli aynı kıyafet, aynı mobilya… Her şey fabrikasyon, her şey aynı” diyen insan için harika bir alternatiftir. Son olarak, ikinci el eşyaların hafif nostaljik duygular yaratan küçük hikayeleri vardır ve izin verirseniz bu hikayeler sizi bambaşka yerlere götürebilir.

Mesela, bir ikinci el dükkanından eski bir gramofon aldınız ve sonra müzik dinlediniz diyelim. O gramofonun sizden önce kimlere müzik çaldığını, kimlerin o müziklerde dans ettiğini, kimlerin gülüp eğlendiğini, kimlerin müzik dinlerken sevdiğini özlediğini, kimlerin kendini teselli etmeye çalıştığını bir hayal edin. Aman durun canım, mutlu şeyler getirmeye çalışın aklınıza. Gramofonun yıllar önce eski sahibine yaptığı gibi, size de ne kadar iyi bir yoldaş olacağını düşünün.

Hadi, tamam, gramofonu bir kenara bırakın, şimdi ikinci el bir çanta, eldiven, şapka ya da bir elbise kullandığınızı var sayın. Sahibinin zamanında elinizde tuttuğu eşyaya ne kadar gözü gibi baktığını hayal edin. Onu ilk aldığında ne kadar heyecnlandığını ya da onu giyerken aynı şehirde ne kadar farklı bir şehir görmüş olduğunu hayal etmeye çalışın.  O kıyafetin ne kadar farklı sokaklar, ne kadar farklı insanlar görmüş olabileceğini gözlerinizin önüne getirmeye çalışın. Dedim ya, ikinci el eşya kullanmak aslında yeni maceralar yaşamak, yeni hikayelerle tanışmak içn güzel bir fırsattır, sadece o eşyanın size biraz yol göstermesine izin verin.

Eğer “Bu ikinci el işine bir girişeyim, bir bakayım bana göre mi?” derseniz İstiklal Caddesi  üzerinde Suriye Pasajı’ndaki By Retro’ya, Turnacıbaşı Sokak Anabala Pasajı’nda Şeymel’e, Galata’daki Bin Bavul’a, Bebek Yokuşu’nda Second Chance’e, Cihangir Pürteleş Sokak’ta bulunan Sentetik Sezar’a uğrayabilir, Çukurcuma’daki dükkanları bir keşfe çıkabilirsiniz.  Aynı  zamanda “Ben sabah erken kalkarım hiç sorun olmaz” derseniz, o zaman Dolapdere bit pazarını da ziyaret edebilirsiniz. Pazara saat 5:30-6:00 sularında giderseniz daha güzel şeyler bulma şansınız yüksek olur, çünkü duyduğumuz kadarıyla bu pazardan ikinci el dükkanları da toptan alışveriş yapıyormuş ve güzel şeyleri anında silip süpürüyorlarmış.

* Eğer sizin de bildiğiniz ikinci el dükkanları varsa bizimle paylaşın,  yeni keşfetmeye daima açığız

Fotoğraf ve İllüstrasyon: Duygu Serin