Haliçport’a 1.3 Milyar Dolar
25 Temmuz 2013
Nefeslerimizi tutarak izlediğimiz milyar dolarların telaffuz edildiği İstanbul’un tarihi Roma dönemine kadar uzanan Haliç bölgesinde merakla beklenen Haliçport ihalesi yapıldı.
İhale öncesinde Mehmet Cengiz’in “Agresif olmayacağız”, Fettah Tamince’nin ise “Ne pahasına olursa olsun alırız demiyorum” sözlerine rağmen kıran kırana bir mücadele gerçekleşti. Cengiz İnşaat-Taca İnşaat-Galeri Kristal OGG 862 milyon dolarla başladığı ihalede 1 milyar 345 milyon dolara kadar çıktı.
1 milyar 136 milyon dolar teklifle başlayan Rixos-Sembol-Ekopark Turizm-Fine Otel OGG ise 1 milyar 346 milyon dolara çıkarak en yüksek teklife imza attı. Haliç Yat Limanı ve Kompleksi Projesi, kamuoyunun gözü üstünde olan bir proje. Bölgeye yapılacak yatırım, kentsel dönüşüm alanında yer alan bölge için bir örnek olacak…
NASIL OLACAK?
Haliçport Projesi, 250 dönümlük arazi üzerinde gerçekleştirilecek. Bu proje kapsamında bakanlığın talebine göre yat limanları, 2 otel ve bin kişilik cami yer alacak.
Yap-işlet-devret modeliyle projeyi gerçekleştirecek Sembol İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince’yi ihale sonrası aradım. Rakamın beklediklerinin çok üzerine çıktığını söyleyen Tamince, bunu ihale psikolojisine bağlıyor. “Çok düşündüm ihaleye ben de katılayım mı diye. Zor karar verdim. Ben orada olmasaydım arkadaşlar büyük ihtimalle çekilirdi” diyor.
“Projeniz hazır mı?” sorusuna da şöyle yanıt veriyor: “Hazır olan bir projemiz yok. Ama çizimlerimiz var. Hükümetin istediği parametrelere uygun olarak hazırladık. Sözleşme imzalandıktan sonra kamuoyu ile paylaşıp üzerinde tartışılmasını sağlayacağız. Ancak tabii ki son kararı kamu verecek.”
Tamince, hassasiyetleri göz önüne alan, bölgede kazılarıyla tarihi ön plana çıkaran bir proje hazırlayacaklarını anlatıyor ve ekliyor:
“Bu sadece bir liman projesi değil. Bu proje Haliç bölgesi ile nasıl bütünleşir diye bakacağız. Bu bölge çok eski bir ticaret bölgesi. Bölgeye yakışan bir proje yapacağız.”
EN TİTİZ PROJEMİZ OLACAK
Haliçport ile ilgili kamuoyundaki korkular, hassasiyet ortada. Arkeolojik değerlerin zarar göreceği iddiaları var. Bu endişeleri de değerlendiren Tamince, “Paldır küldür bir proje yapmayacağız. En titiz projemiz olacak. Daha önce de söyledim, ne yapmayacağımızı biliyoruz” diyor.
“Kamuoyu ikna olmazsa ne yapacaksınız?” sorumu ise “Herkesin hemfikir olması mümkün değil. Ancak biz makulü bulmak için uğraşacağız. Öyle bir proje yapılması gerekiyor ki hem dünya alkışlamalı hem de ticari dönüşü olmalı” diye yanıtlıyor.
Bu arada projenin finansmanı konusunda ise endişeli görünmüyor. 15 yıldır turizm yatırımları yaptıklarını hatırlatıyor. “Finansman modelleri konusunda deneyimliyiz. En doğru model ne ise onu bulacağız. Gerekirse ortak da alırız. Bir şartımız var: Vizyonu biz belirleriz. Çünkü bu projenin en önemli ayağı vizyon.”
Tamince, “Kazanırsak gurur duyulacak bir proje yapacağız. Tartışılan bir işin içinde olmayız” sözlerini de yineliyor.
Projede koruma kurulu kararları var mı, izinler tamam mı gibi sorulara henüz net bir yanıt verilmedi. Tamince idarenin vereceği izinlerin önemli olduğunu söylüyor.
KDV’si ile birlikte 1.5 milyar dolar teklif gelen Haliçport projesinde her zaman olduğu gibi ‘islim’ yine arkadan gelecek gibi görünüyor!
TMMOB’DEN İTİRAZ
Bütün bunlar olup biterken Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, “Haliç Yat Limanı ve Kompleksi Projesi” ihalesine karşı dava açacağını duyurdu.
Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği’ne bağlı Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Haliç Yat Limanı ve Kompleksi Projesi ihalesine karşı dava açacağını duyurdu. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu konu ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, projenin rant odaklı sürecin bir parçası olduğu belirtilerek, projenin Galataport planları ile birleştirilmesi amacıyla hayata geçirilmeye çalışıldığı vurgulandı. Açıklamada, “Bu proje ile dünyanın en eski ikinci tersanesi ve Tersane-i Amire’nin günümüzdeki karşılığı- olan 558 yıllık Haliç Tersanelerinin, dünya üzerinde başka örneği bulunmayan şekilde ve yaklaşık 6 asırdır gemi yapım işlevini sürdüren tek endüstriyel arkeolojik SİT’in ortadan kaldırılması için yeni bir adım atılmış oluyor” denildi.
Projenin kentin ve geleceğinin şekillendirilmesi açısından birçok karar ve ilkeyi ihlal ettiğine dikkat çekilen açıklamada, “Sadece Tersane-i Amire’yi oluşturan alanın bütünlüğünü bozmakla kalmamakta, 2863 sayılı Koruma Mevzuatı, Koruma Kurulu kararları, planlama ve şehircilik ilkeleri, imar mevzuatı vb. uyulması zorunlu mevcut bütün yasal düzenlemeleri de yok saymaktadır” denildi. Açıklamada, ihalenin ulusal ve uluslararası mevzuat yok sayılarak hiçbir planlamaya dayanmayan projeye göre yapılması eleştirilerek, “Bu özelliği ile ihale koruma ve imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine ve bilimine aykırı olduğu için kamu ve toplum yararına açıkça aykırıdır” denildi.