/ /

Gitar aşkına!

31 Ağustos 2013

editor

Gitar Çalmaya Giriş-101

 

Nasıl herkesin farklı parmak izi varsa, kişinin kendine has müzikler üretmesinin de sonu sınırı yok… Yeni müzikler ve yeni dışavurumların da sonu yok… Her müzisyen – amatör veya profesyonel olsun- ‘kendine özel bir tarz yaratmak’ veya var olan bir tarzı ‘kendine has’ yorumlamak ister. Dolayısıyla kullandığı enstrümanın ona uygun olmasını ister. Enstrümanını ona göre seçer, kendine göre dizayn etmek ister… İster de ister. Ama hangi gitar, hangi ton, hangi tarz yapmak istiyordur kişi? Bu soruyla başlamak gerek…

 

 

Vazgeçilmez sahil ateşinin başında bir genç… Elinde bir gitar var, ortam şahane… Ne çalacak? ‘Akdeniz akşamları’ sahiden bir başka mı? Bilemiyorum… Fakat elindeki umarım elektro gitar değildir. Zira bir amfiye bağlı olmadığı için sesi çıkmayacaktır, sesini duyurmak için gitarın tellerine vura vura mundar edebilir gitarı… Çözüm ise akustik’te bu noktada… Hem sesi fazla çıkar, klasik gitar gibi perdeleri de kalın değildir, dışarıda gitarın sesini duyurabilmek, amfisiz çalabilmek için idealdir. Hem de çeşit çeşit, elektro akustik olanı var, standart olanı var jumbo kasa olanı var, 12 telli olanı var, var da var… Jumbo kasa olanı daha tok ve daha yüksek bir ses alınır, elektro akustik olanını ortaya mikrofon koyup da gitarın sesini duyurmak yerine, hemen bir ‘jack’ (gitar ile amfi v.b ile bağlantıyı sağlayan kablo) ile bir miksere yada amfiye takıp gitarın sesi gümbür gümbür duyurulur.

 

 

Peki hangisi iyi ? Hepsi çeşit çeşit ve kalite kalite…

 

 

Giymişsin simsiyah deri ceketini, zincirini beline dolamışsın, takınmışsın asi tavrını yüzüne birazdan sahneye çıkacaksın. 3…2…1! Ve sahnedesin, ama elinde caz kasa gitar!… Oldu mu ? Hayır, gitti karizma! Önce bir al eline gitarını, bir amfide dene. İçine sindi mi, ‘İşte bu’ diyebildin mi? Bir de kendine ve müziğine yakıştırdın mı gitarını; tamamdır! Haydi öyleyse, telleri elinde paralansın. Gitarını çalarken yüzün hep gülüyor mu ? Öyleyse elektro, jazz kasa gitar tam sana göre demektir. Büyük kasası ve yapısıyla elinde emanet gözükse de seni Niagara Şelalesi’nden aşağıya bırakır, öyle alır seni senden… O ritimlerin içinde kaybolursun da kendini arayasın gelmez… Bu yüzden ne tarzından ne de havandan taviz vermeyeceksin ve ona göre elektro gitarını seçeceksin, haz alarak çalmak istiyorsan…

 

 

Standart ‘mi’ akor diziliminde hiç bir perdeye (gitarın klavye üzerindeki bölümlere) basmadan ve en üstten en alt tele kadar sabit hızda çaldınız mı ? Peki ‘Gulyabani’ adlı filmin içine girdiniz mi ? Yukarıdan aşağıya ‘tıngırdattığınızda’ öyle gerilimli bir melodi duyarsınız. Cevap evet ise elindeki klasik gitar demektir. Keyifli ve aynı zamanda zor bir yolculuk önünüzde duruyor vesselam. 6 telinde ve 18 ile 21 perde aralığında gezen ellerinizi hissetmediğinizde içine çoktan almıştır sizi. Ya da elleriniz nasırlaşmıştır.

 

 

Unutmayın; gitarlar ilgi ister, yoksa açıkta bırakırsanız telleri paslanır çürür… Tekrar elinize aldığınızda o ilgisiz gitarın telleri ‘çat’ diye kopar mazallah, kan döker. Gitarın intikamıdır bu, ilgisizliğe gelemezler…

 

Semih Senan

İllustrasyon: Duygu Serin


Yorumlar(0)