Işık festivali için Türkiye’ye gelen Avustralyalı ressam ve ışık sanatçısı Amanda Parer, “Bir sanatçı olarak adadaki doğa ve ışığın öyküsel yönlerini bütün çalışmalarımda işliyorum.” diyor. Eserlerinde tavşanları şıkça kullanan  Parer, “Çocukluğumuzdaki masalları hatırlattıkları için kalbimizde özel bir yere sahipler.” diye konuşuyor.

Işık festivallerinin geçmişi Avrupa’da 17. yüzyıla kadar dayansa da ülkemizde pek bilinen bir etkinlik değil. Işığın gücünden faydalanarak, ortaya sanat adına anlamı derin eserler çıkaran ışık sanatçıları geçtiğimiz günlerde İstanbul’daydı. Zorlu Center’da Türkiye’nin ilk ışık festivalini gerçekleştiren bu sanatçılardan birisi de Avustralyalı ressam ve ışık sanatçısı Amanda Parer. Avustralya’nın güneyinde Tazmanya ada devletinde yaşadığını söyleyen Parer, “Bir sanatçı olarak adadaki doğa ve ışığın öyküsel yönlerini bütün çalışmalarıma işliyorum.” diyor. Doğanın eserlerinin ana temasını oluşturduğunu söyleyen Parer’in

sanat anlayışında öne çıkan bir şey varsa o da ‘tavşanlar’ demek yanlış olmaz. Sanatçı, tavşanları sıkça kullanma sebebiyle ilgili, “Tavşanlar,  bir hikâye anlatma aracı. Hem rahatlığı, hem de yıkımı temsil ediyorlar. Tavşan, dünyanın pek çok yerinde yeni bir vahşi tür haline geldi. Yine de çocukluğumuzdaki masalları hatırlattıkları için kalbimizde özel bir yere sahipler.” şeklinde anlatıyor başarılı sanatçı.

Işık enstalasyonlarının  etkili bir iletişim şekli olduğunu belirten Parer, “Sanatımla, aslında sessiz bir gözdağını simgeleyen güçlü bir mesaj veriyorum.” ifadelerini kullanıyor. 29 Kasım’a kadar Zorlu Center’da yer alacak eserler, herkes için farklı bir anlamın kaynağını oluştursa da Amanda Parer için derin duygu ve ifadelerin dışa vurum  biçimi olarak kendine yer ediniyor.  Parer,  “Göz kamaştırıcı beyaz ışık, hem tartışmaya açıklık getiriyor, hem de konuyu aydınlatıyor. Ayrıca beyaz ışığı, saflığı temsil etmek ve geceyle kontrast oluşturmak için de kullanıyorum. Bu tavşanları yapmaya başladığım zaman, ışık festivallerinin kapısını aşındırabilen daha çılgın eserlerle tezat oluşturmak adına şaşırtıcı bir çalışma ortaya koyma ihtiyacı hissettim.” cümleleriyle sanatına açıklık getiriyor. Sanatın mizah ile ciddiyet arasında kurduğu dengeyi de sevdiğini söyleyen Parer, “Çalışmalarımın bir amacının bulunması ve sanatımda doğanın güzelliğinden ve dramatik özelliklerinden faydalanabilmem, benim için her zaman bir ilham kaynağı oldu.”  diye konuşuyor.

Türkiye, zengin tarihi ve konumuyla beni etkiliyor

Ülkemizdeki ilk ışık festivalinde kendine yer bulan Amanda Parer, Türkiye kültür ve coğrafyasından etkilendiğini belirtiyor. Parer, “Türkiye, zengin tarihi ve Doğu ile Batı’yı birleştiren konumuyla beni etkiyor. Doğu ve Batı sanatı son yıllarda büyük değişimlerden geçti ve Türkiye her iki değişimden de faydalanmasını sağlayacak eşsiz bir konumda yer alıyor.” ifadelerini kullanıyor.

Zorlu Center’da hala gösterimde olan Işık Festivali Kasım ayı sonuna kadar devam edecek.