Prof. Dr. Süleyman Saim Tekcan’ın at konulu ve “Ottoman” kaligrafi temalı “At’nağme-Atlar ve Hatlar” isimli sergisi ziyarete açıldı.

Üsküdar Belediyesi Kültür Müdürlüğü tarafından düzenlenen At’nağme-Atlar ve Hatlar sergisinin, Nevmekan’da gerçekleşen açılışında konuşan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, serginin çok özel bir sergi olduğuna vurgu yaparak, “Çok kıymetli Süleyman Saim Tekcan hocamıza, bu eserleri Üsküdar’da İstanbullularla buluşturduğu için çok teşekkür ediyorum” dedi.

Kültür ve sanat mekanlarındaki çalışmaların artmasının özellikle gençler adına önemli bir zenginlik olduğunu kaydeden Belediye Başkanı Türkmen, şunları söyledi:”Süleyman Saim Tekcan hocamızın hayatı sanata, sanatçıya ve öğrencilere adanmış bir hayat. Güzel sanatlar fakültelerindeki başarılı çalışmalarıyla, kurucu dekanlığıyla ülkemizde özel bir neslin yetişmesinde çok emeği var. Kendisine çok teşekkür ediyoruz.”

“At olmasaydı dünyadaki hiçbir imparatorluk olmayacaktı”

Sergiye ilişkin açıklamada bulunan  Prof. Dr. Süleyman Saim Tekcan, atların dünyadaki en kutsal yaratıklardan biri olduğunu dile getirerek, “At olmasaydı dünyadaki hiçbir imparatorluk olmayacaktı” diye konuştu.

Türklerin at sırtında Anadolu’ya geldiğini kaydeden Tekcan, Osmanlı İmparatorluğu’nun at sayesinde kurulduğunu ifade etti.

Tekcan: “Atlar güç kaynağıdır”

Sanatçı Tekcan, son otuz beş yıldır yaptığı resim ve gravürlerinde at figürünü işlediğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:”Sergiyi Nevmekan’da düşündüm. Çünkü burası eski bir tramvay deposu. Eskiden tramvayları da atlarla çekiyorlardı. Atlar güç kaynağıdır. Bugün kullandığımız otomobillerin de hala kaç beygir gücünde olduğunu konuşuyoruz.”

Osmanlıca, Türkçe, İngilizce Gravür çalışması

Sergide yer alan yazma eserleri, Osmanlı geleneğinde saraylarda yaygın olan “hünername”, “surname” isimleriyle anılan kitaplardan esinlenerek yaptığına işaret eden Tekcan, şunları aktardı: “Hattat Emin Barın, bir gün bana ‘Süleyman Saim’ yani benim adımın olduğu bir tuğra yazıp getirdi. O tuğrayı getirdikten sonra böyle bir kitap yapmam gerektiğini düşündüm ve Osmanlıca, Türkçe, İngilizce beni anlatan metinlerle gravürleri buluşturarak, sadece sekiz adet gravür çalışması yaptım. Eserlerin bütün konseptini at figürüyle oluşturdum.”

Tekcan, atlara ilgisinin babaannesinin ata iyi binen bir kadın olmasıyla ilgisi olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: “Atların insana en yakın olan ve insanla birlikte yaşarken insanla benzeşen tarafları, kendilerine ait bir dünyaları var. Dünya kurulduğundan beri bütün sanatçıların ilgi odağı olan atlar, doğada çok güzel ölçüleri olan yaratıklardır. Bu yüzden çalışmalarımda at figürünü kullanmayı tercih ettim.”

Sergi açılışına katılan hattat Savaş Çevik da, Süleyman Saim Tekcan’ın eser için kendisinden latin kaligrafisi ve Osmanlıca yazılar yazmasını istediğini ifade ederek, “Hocamla böyle bir çalışma yaptık. Burada amaç kaligrafik ve hat değeri yüksek çalışmadan çok, atların koşmasıyla ilgili hareketi andıracak kırık dökük ve çabuk yazılmış yazılar ve onun esprisinde bir kitap ve döküman olsun istedi. Ben de onun arzu ettiği şekilde yazıları yazdım” şeklinde konuştu.

Eserlerde yer alan kaligrafi ve hatları yaklaşık otuz yıl önce yazdığını söyleyen Çevik, çalışmayı bir ayda tamamladığını sözlerine ekledi.

Hattat Levent Karaduman, Beşir Ayvazoğlu ve Nazif Gürdoğan’ın da açılışına katıldığı sergide, klavsen sanatçısı Leyla Pınar da Türk bestekarların atlarla ilgili eserlerini sundu.