Ah bir Zengin Olsam…
12 Ağustos 2013
Zengin değil misiniz? Değilseniz de olmak istiyorsunuz öyle değil mi?
Kendi penceresinden bakınca insan, en az ‘zenginler’ kadar zengin olmayı hak ettiğini düşünebilir … Hatta bazıları herkesten fazla hakkettiğini düşünür…
Başarıyı ve başarının getirdiği zenginliği konu edinmiş kişisel gelişim kitaplarında ve makalelerde en çok göze çarpan cümleler şöyle sıralanıyor:
‘Dünyanın en zengin 100 kişisine sorduk, başarılarının sırrının özgüven olduğunu söylediler’ / ‘Zengin olma formülleri: Madde 1. Özgüven’ /‘Zenginliğin anahtarı: Özgüven’
1998’deki ilk kitabı olan ‘Epilepsy You are not Alone’ (Sara hastalığı/ Yalnız değilsiniz) kitabıyla milyonlarca Sara hastasının, hastalıklarıyla baş etmelerini ve kendilerini oldukları gibi kabul edip,sağlıklı, üretken ve mutlulukla sürdülen bir hayata kavuşmalarına yardımcı olan Amerikalı yazar Stacey Chillemi, şöyle diyor bir yazısında; “Özgüven, zengin olmak gibi bir şey… Nasıl insan, kendinden başka herkesin zengin olduğunu düşünmeye eğilimliyse, özgüven de öyle…”
Peki özgüven mi zenginlik getiriyor? Zenginlik mi özgüveni beraberinde taşıyor ve sunuyor insana? Bir nevi ‘Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan’ çıkmazı gibi …
Özgüven, bir arabanın motoru gibi… Güçlü bir motorla alınacak yol da uzuyor, arabanın ömrü de… Fakat çoğu insanda yanlış bir özgüven algısı var ki hırsla birlikte boş bir yarışa sürüklüyor bireyi… ABD’li psikolog Prof. Jean M. Twenge’e göre son yıllarda anne-babalar, eğitimciler ve psikologlar tarafından çocukların beynine işlenen ‘Sen özelsin, eşsizsin ve çok değerlisin. İşte bu yüzden her şeyi yapabilirsin’ düşüncesi ile yetişmiş, özgüven ile ‘içi boş bir inanç’ı karıştıran ve bu yüzden büyük beklentilere kapılıp hayatın acı gerçekleri karşısında ciddi şekilde bocalayan, kaygı ve depresyona sürüklenen bir nesil var: ‘Ben Nesli’ Yukarıdaki ‘yumurta-tavuk’ ikilemine benzeyen ‘zenginlik-özgüven’ ilişkisini analiz etmeye çalışırken, ‘Ben Nesli’nin özgüveni tanımlarken düştüğü yanlışa düşmemek için doğru bir tanım gerekiyor.
Aynı soruyu soralım, kelimelerin yerlerini değiştirerek: Zengin olmak bireye bir özgüven kazandırır mı? Zenginlikten sonra –yine özgüveni yanlış tanımlayan bireylerde- çıtkırıldım bir özgüven söz konusu olabiliyor ve ne yazık ki insan her dakika bunun farkına varamayabiliyor. Paranın getirdiği rahatlık hissiyle rehavete kapılanların giydiği sahte ‘özgüven’ zırhı, maddi zenginliğin bir kibritle yok olmasıyla birlikte yıkılmaya mahkum… Ne yazık ki bireyler bu sahte zırhın çelikten değil camdan ve dolayısıyla kırılgan olduğunu, zırhlarına çarpan taşlardan sonra anlayabiliyorlar.
Sağlıklı bir özgüven tanımı ihtiyacı doğmuşken, sözü ‘Düşün ve Zengin Ol’ adlı kişisel ve zenginlik gelişimi kitabında olumsuz düşüncenin felaketinden bahseden ve özgüvenin formülünü veren Napoleon Hill’e vermek en doğrusu… İşte Hill’in kitabının ‘İnanç’ bölümünde 38. sayfadaki şiiri:
Kaybetmişsindir kaybettiğini düşünüyorsan
Cesaret edemezsin,cesaret edemediğini düşünüyorsan
Kesindir kazanamayacağın,
Kazanmak isteyip de kazanamayacağını düşünüyorsan
Kaybetmişsin kaybettiğini düşünüyorsan,kaybolmuşsun
Çünkü bulacağız ki,
Başarı bir insanın istemesiyle başlar
Herşey halet-i ruhiyemizdir…
Yenilmişsin yenildiğini düşünüyorsan
Yükseği düşüneceksin yükselmek istiyorsan
Bir ödül kazanmak için…
Kendinden emin olacaksın
Ne daha güçlü ne daha hızlı insan için
Hayat gailesi hiç bitmez
Ama elinde sonunda kazanır
KAZANACAĞINI DÜŞÜNEN İNSAN*
*Şiir: (Kaynak: http://rachelhenke.com/think-and-grow-rich-a-poem-on-faith-self-confidence-for-you/ (Şiir, Özlem Yılmaz tarafından Kanalistanbul için çevrilmiştir.)