İstanbul’da LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) aktivisti Ebru Kırancı, 26 Aralık 2013′ te, Galatasaray Hamamı’na alınmadı.

KaosGL’ nin yapmış olduğu habere göre, Kırancı, 26 Aralık 2013’te kız arkadaşıyla birlikte hamamın kadınlar bölümüne girmek istedi, fakat hamam görevlileri tarafından darp ve hakarete maruz kaldı.LGBT örgütleri, olayın sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.

Hürriyet’te, 7 Aralık  yer alan bir habere göre ise Kırancı, hamama Alman kadın sevgilisiyle gitti. Kırancı, pembe kimliğini göstererek kadınlar bölümüne yöneldi. Fakat hamam personeli kendilerine hamamın içinde turist grubu olduğunu söyleyerek yıkanmaya giremeyeceklerini ifade etti. Fakat Kırancı, başkalarının içeri alındığını gördüğünü ifade ederek, erkekler tarafındaki yetkiliyle görüşmek istediğini söyledi.

Hürriyet’ te yer alan ifadelere göre, Ebru Kırancı, Erkekler tarafında bulunan yetkili personelin, ‘kendi hamamlarınız var oraya gidin. Ben sizi almıyorum. İnsiyatif kullanıyorum” dediğini, kendilerine bir darp da uygulanmadığını söylemiş. Hatta daha önce benzer bir olayı Gönen kaplıcalarında da yaşadığını belirtmiş. Kırancı olaydan birkaç gün sonra Galatasaray Hamanı’nda hamamın sahibi olduğunu söyleyen birinin kendilerinden özür dilediğini belirtmiş.

Konuyla ilgili olarak açıklamalarda bulunan Galatasaray Hamamı’nın işletmecisi Can Cenik, müşteri memnuniyeti açısından hamama transseksüelleri almadıklarını açıklamış.

Mevzubahis müşteri ise gerisi teferruat mıdır?

Cenik,  transseksüellerle ilgili olarak daha önce sıkıntılar yaşadıklarını, müşterilerin şikayetçi olduğunu ifade etmiş.

Cenik transseksüellerin tercihlerine de saygılı olduklarını söylemiş…

Birinci ağızdan duymadık, bir miş miş almış başını gidiyor da… Kuaföre gittiğimde, ‘Daha önce hangi kuaförde yaptırdınız işlemi? ‘ diye sorduklarında Taksim cevabını alınca yüzlerini buruşturdukları aklıma geliyor, geliyor da bu miş mişleri öyle değerlendiriyorum kafamda…

‘Taksim’ de mi kuaföre gidiyorsunuz, aman diyeyim, translar gidiyor o kuaförlere hiç mi korkmuyorsunuz mikrop kapmaktan…’ dedi kuaför… Daha iki hafta önce başıma geldi.

Kimsenin de hakkını yememek lazım, hep saygılıyız, hep hak gözetiyoruz… Saygı duyduğumuz şeyin bir tercih değil, eğilim olduğunu öğrenemedik ama daha…

Hamamdaki delileri nasıl kovuştururuz zihnimizden, kaç tas su döksek arınırız mikroplardan…