“Kurtul Sevgili İstanbul, Güzel İstanbul”
16 Mart 2014
“Kurtul Sevgili İstanbul Güzel İstanbul
Ya beni şehit et, yahut da kurtul
Sen esir oldukça
Bana yaşamak dünyada haramdır
Haramdır mutlak…”
Cevat Kazım’ın dizelerinde anlattığı İstanbul’un işgali gerçekleşti. İtilaf devletleri İstanbul’da 15 Mart’ta sıkıyönetim ilan etmişler; ardından 150 aydın tutuklanmıştı. Ertesi gün 16 Mart 1920’de İstanbul işgal edilmiş ve son Osmanlı parlamentosu olan Meclisi Mebusan dağıtılmıştı.
İtilaf Devletleri Yüksek Komiserleri, işgalin ardından İstanbul sokaklarına bir bildiri astılar.
“İttihatçılar, Türkiye’yi savaşa sürüklediler ve yenildiler. İttihatçı fikir güdenler, sözüm ona bir milli teşkilat kurup yeniden savaş devri açtılar. Bunun için İstanbul geçici olarak işgal edildi. İstanbul, Türklerden alınmayacak, saltanat yıkılmayacaktır; karışıklıklar artarsa bu niyet değişebilir…”
İstanbul İşgal Komutanlığı da bir bildiri yayımlayarak aynı şeyleri tekrarlamış ve herkesin işiyle-gücüyle uğraşmasını, asayişin sağlanmasına hizmet etmesini istemiştir. İstanbul’a vizesiz giriş-çıkış yasaklanmıştır.
Aynı gün İstanbul Hükümeti de İstanbul’un işgalini resmen açıkladı:
“İstanbul bugünden başlayarak ve geçici olarak işgal edilmiştir. Hükümet üzerine düşen görevi yapmaktadır. Herkese, tam bir sukunetle iş ve gücüyle meşgul olması tavsiye olunur.”
Heyeti Temsiliye 16 Mart günü İngiliz, Fransız, İtalyan, Amerikan siyasal temsilcilerine; bütün tarafsız devletler dışişleri bakanlıklarına bir protesto gönderdi:
“… Osmanlı ulusunun siyasal egemenliğine ve özgürlüğüne indirilen bu son yumruk; hayatımızı ve varlığımızı, ne pahasına olursa olsun, savunmaya kararlı olan biz Osmanlılardan çok, yirminci yüzyıl uygarlık ve insanlığının kutsal saydığı bütün ilkelere; özgürlük ve ulus duygusu gibi bugünkü insan topluluklarının temeli olan bütün ilkelere ve bu ilkeleri ortaya koyan insanlığın genel vicdanına indirilmiş demektir. Biz haklarımızı ve bağımsızlığımızı savunmak için giriştiğimiz savaşımın kutsallığına ve hiçbir gücün bir ulusu yaşamak hakkından yoksun bırakamayacağına inanıyoruz…”
Mustafa Kemal Paşa İstanbul’un işgali üzerine “Ulusal Beyanname” yayımladı. Bütün komutanlara, vali ve mutasarrıflara, Müdafaai Hukuk Cemiyetlerine, belediye başkanlıklarına, Basın Derneği’ne gönderilen beyannamede Mustafa Kemal, İtilaf Devletleri’nin Osmanlı ülkesini bölüşmeye yol bulmak için giriştikleri çeşitli önlemleri, bu önlemlere karşı Kuvayı Milliye’nin neler yaptığını anlattıktan sonra beyannameyi şöyle bitirdi:
“… En sonunda, bugün İstanbul’u zorla işgal ederek Osmanlı Devleti’nin yediyüz yıllık hayat ve egemenliğine son verildi. Açıkçası, bugün Türk ulusu, uygarlık yeteneğini, yaşama ve bağımsızlık hakkını ve bütün geleceğini savunmaya çağrıldı… Giriştiğimiz bağımsızlık ve vatan savaşında Cenabı Hakkın yardım ve kayırıcılığı bizimledir.”